
Gökçeada
Türkiye'nin en büyük adası, eşsiz doğası ve kültürel zenginliğiyle benzersiz bir deneyim




Adanın Hikayesi
Türkiye’nin en batısındaki bu saklı ada, zamandan bağımsız bir huzur vadeder. Gökçeada’nın taş sokaklarında gezerken geçmişin izleriyle bugünün dinginliğini aynı anda hissedersiniz. Zeytin ağaçlarının gölgesinde bir köy kahvesinde mola verir, ardından turkuaz bir koyda yüzmenin keyfine varırsınız. Gün batımı ise adanın en çok konuşulan büyüsüdür; özellikle merkeze yakın konumlar bu anı yakalamak için idealdir.
Adayı keşfetmek isteyenler için en iyi başlangıç noktası, genellikle merkezi ve manzaraya hâkim noktalardır. Gökçeada’nın köylerini ve denizini aynı anda görebileceğiniz sakin bir konaklama deneyimi, bu keşfin temelini oluşturur. Konforlu bir odadan adaya uyanmak, güne taze demlenmiş çay ve yerel lezzetlerle başlamak; bu adanın ruhuna en uygun başlangıç değil de nedir?
Gezi Önerileri
Güneşin ve Sessizliğin Buluştuğu Koylar
Aydıncık’ın şifalı çamuruyla teninizi arındırın, Yuvalı’da turkuaz sularda serinleyin. Gizli Liman’da ise kalabalıklardan uzak, sadece dalga sesleriyle baş başa kalın.
Tarihle İç İçe Köy Gezileri
Zeytinliköy’de sakızlı muhallebinin tadına bakın, Tepeköy’de Rum evlerinin izinde yürüyün. Her köyde sizi bir zaman yolculuğu bekliyor.
Doğanın Ritmini Yakalayın
Tuz Gölü’nde flamingoları izleyin, Marmaros Şelalesi’ne yürüyüş yapın. Gökçeada’nın doğası sessizliğin en saf halini sunuyor.
“Tüm bu güzellikleri keşfetmek içinEstia Konukevi ideal konumda sizi bekliyor.”